Bugün 30 Ağustos….
Topraklarında yaşadığımız, vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir bakıma doğum günü. Tarihimizdeki en zor, en imkansız, en büyük ve kalıcı zaferin yıldönümü…
Hiç kuşkusuz ki, Komutan Alparslan’ın 1071’de Malazgirt zaferi ile Anadolu topraklarını Türklere açması çok önemlidir. Ok atarak, mızrak atarak, at binip, kılıç kuşanarak, otağ kurarak kutlanmasında da hiçbir sakınca yoktur. Hatta, kutlamak bir onurdur.
Hiç kuşkusuz ki, 1453’de Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederek bir çağı kapatıp, bir çağı açmış olması ulusumuz tarihinin en büyük övünç kaynaklarından biridir. Mehter marşı ile, dualarla kutlamak haktır… Fatih’in İstanbul’u fethiyle övünmek de hepimizin hakkıdır.
Ama 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer başka bir şeydir.
……………………………….
Komutan Alparslan’ın Malazgirt’ten kapılarını açtığı Anadolu yağmalanmış. Her köşesini Ermeniler, Rumlar, Fransız, İngiliz,. İtalyan’lar işgal etmiş. Düşman, Sakarya nehrinin doğusuna geçmiş. Atalarımız, Ankara-Polatlı arasında küçücük bir bölgeye sıkıştırılmış.
Fatih’in at üzerinde gururla girdiği İstanbul elden gitmiş. Padişah ve Halife hala oradalar ama, İstanbul boğazını emperyalist güçlerin gemileri, çepe çevre çevirmişler.Osmanlı’nın başkenti bile düşmüş.
Ankara’da bir cesur, akıllı ve vatansever adam;Gazi Mustafa Kemal… TBMM’yi kurmuş. Başkomutan’lık yetkisini almış. Çok yoksul, bitkin, umutsuz durumdaki halkı örgütleyip, vatanseverlerden oluşan yeni bir ordu kurmuş.
Ayaklarında çorap yok askerlerin. Üzüm hoşafı ile besleniyorlar. Yüreklerinde iman, yüreklerinde vatan sevgisi var. Önce düşmanı meydan muhabereleri ile, Sakarya nehrinin doğusuna geçirmiyorlar.
Kadınlar mermi taşıyor. Liseli gençler okullarını bırakıp, ellerine silah alarak orduya katılıyorlar. Kimse para-pul düşünmüyor. Kimse hayatını düşünmüyor. Gazi Mustafa Kemal, 1922 yılının 26 Ağustos’unu 27 Ağustos’a bağlayan gecesinde “İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutunu veriyor.
“Allah allah” diyerek yedi düvelin askerlerinin üzerine atlıyor, karnı boş, cebi boş ama yüreği vatan sevgisi ile dolu insanlar. 9 Eylül’de vatan topraklarını işgal eden düşman, İzmir’den Ege Denizine dökülüyor.
30 Ağustos işte bu büyük zaferin yıldönümüdür. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onur günüdür. Son yıllara kadar Türk Silahlı Kuvvetleri için 30 Ağustos’un, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yeri bambaşkaydı. Şimdi şanlı ordumuzda Orgeneral, Oramiral bile kalmadı. 30 Ağustos’lardaki o muhteşem kokteyller, balolar, hepsi unutuldu.
Hiç unutmam.. 1999 yılında 17 Ağustos felaketini yaşamıştık. Yıkılmıştı kent. İnsanlar çadırlarda, prefabriklerde, sokaklarda yatıyordu. Ama 1999 yılının 30 Ağustos’unda bile, yani büyük felaketten yaklaşık iki hafta sonra bile, 30 Ağustos’u İzmit’te fener alayı ile kutlamıştık. Her yeri bayraklarla donatmıştık. 17 Ağustos felaketinin ardından İzmit’te yeniden ayağa kalkmanın ilk kıvılcımını, ilk moralini 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda göstermiş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını bu kentte çok renkli ve güçlü kutlayarak varlığımızı ispatlamıştık.
Şimdi İzmit’in bir resmi tören alanı bile yok. Bugün resmi erkanın, halkın gidip önünde saygı duruşunda bulunacağı, çelenk koyacağı bir resmi Atatürk anıtı bile yok.
15 Temmuz’u bile bayram sayıp, evlerine, işyerlerine bayrak asanlara da sesleniyorum.
Türk vatandaşı için, gerçek vatansever, gerçek Müslüman Türk vatandaşları için bugün, yani 30 Ağustos en gerçek, en önemli, en çok yaşatılması ve anılması gereken bayram günüdür.
Lütfen, evinizin balkonuna, işyerinizin vitrinine bir bayrak asın. Bugün bu vatanın dünyadaki en büyük işgalden kurtarılışının yıldönümüdür.
Bayram arıyorsanız, en büyük bayram bugündür. Ok atarak, silah sıkarak kutlamanıza da gerek yok. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için bir şükran duası okuyun. Kalbinizden bu vatanı, bu ülkeyi sevdiğinizi düşünün. 1 Eylül de Dünya Barış Günü, 30 Ağustos zaferinin bu ulus için yaşanmış son büyük savaş olmasını, Misakı Milli sınırlarımız içinde 82 milyon vatandaşın huzur ve barış içinde yaşamasını yaradandan dileyin…
Hiç kuşkusuz, 30 Ağustos’ları daha coşkulu, daha görkemli ve gerçekten hakkını vererek kutlayacağımız günleri de göreceğiz. Ben buna yürekten inananlardan biriyim. Bir gün herşey daha güzel, çok güzel olacak diye inanıyorum.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.