Bugün size Başiskele' de bulunan gerek fiziki, gerekse eğitim koşullarıyla fark yaratan Elif Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'ni tanıtacağım.
2010 yılından bu yana hizmet veren, son 5 yılında ise isim ve ortak değişikliği yasayan, bu 5 yıldan beri yeni binasında yeni bir sistemle eğitimine devam eden Elif Özel Eğitim Kurumu'nun müdürü Serap Korkmaz ile özel eğitime dair çok faydalı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Son yıllarda yaygınlaşan özellikle disleksi ve otizm hakkında konuştuk. Özel çocuklara sahip olan ailelere önerilerini dinledim.
Toplumda dikkat çekilmesi gereken konulardan bir tanesi de engel gruplarına sahip bireylerin ortak yaşam alanlarında normal tepkilerle karşılanması bence.
Umarım bugün seçtiğim konu ve kurum bir nebze de olsa bakış açımızın değişmesine sebep olur.
İyi okumalar.
Serap hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1985 Salihli/Manisa doğumluyum. 2007 yılında Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Rekreasyon bölümünden mezun oldum. Kocaeli Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakülte' sinde formasyon eğitimini tamamladım.
Daha sonra bir süre otizm spektrum bozukluğu gösteren çocuklara spor eğitimi verdim. Aynı zamanda watsu terapistiyim. Watsu eğitimi Türkiye’ye geldiğinde ilk alan eğitmenlerdenim.
2008 yılında bir rehabilitasyon merkezinde çalışmaya başladım. Bu süre içerisinde Çocuk Gelişimi ön lisans programını okudum. 12 yıldır özel rehabilitasyon merkezinde kurum müdürü olarak çalışıyorum.
4 yıldır da Elif Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'ndeyim.
Yıllardır terapötik rekreasyon alanında çalıştığım için bilimsel olarak uzmanlığa ihtiyaç duydum. 2017 yılında İstanbul'da özel eğitim alanında yüksek lisansa başladım. Bu süreç içerisinde Eteçom, küçük adımlar (gelişim geriliği olan çocuklara yönelik erken eğitim programı), otizm ABA kapsamlı eğitim programı, Brainfit, uzman DMP (disleksi müdahale programı), O-dist (okul öncesi dönemde disleksi müdahale programı), GOBDÖ-2-TV, Gesell Gelişim Testi ve Burdon Dikkat Testi eğitimleri aldım.
Bu eğitimleri alırken de sürekli çevremdeki öğretmen arkadaşlarımın da eğitimlere gitmeleri, yeni bilgiler öğrenmeleri için çabaladım.
2sene boyunca hem çalışıp hem de İstanbul'a gidip gelerek tezimi verip mezun oldum. Artık çalıştığım alanda Özel Eğitim Uzmanıyım.
Sevdiğim işi yaptığım için de kendimi hiç çalışıyormuş gibi hissetmiyorum. Çocuklarla çalışmaktan çok keyif alıyorum. Derse aldığım çocuklarla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.
Bu arada sosyal sorumluluk projelerinde de aktif olarak görev alıyorum. Anne değilim ama yüzlerce çocuğa aşkla ve büyük bir heyecanla eğitimler vermek, onlarla oyun oynamak beni çok mutlu ediyor.
Kocaeli Anneleri Derneği yönetimindeyim. Dernekte eğitim komisyonundayım. Aktif, enerjisi yüksek ve her an organize olabilen bir derneğiz. Anneler ve çocuklarına sağlıklı, mutlu ve başarılı bir gelecekte yaşamaları için harika projeler üretmek için çalışıyor ve eğitimler veriyoruz.
İşinizi severek yaptığınızı çok içten hissettiriyorsunuz. Özel eğitim alanını tercih etmenizde almış olduğunuz rekreasyon eğitiminin etkisi var mı?
Ben işimi çok seviyorum, işime aşık bir insanım. İşimi yaparken herhangi bir zaman ve çalışma günü kavramım yoktur.
Yeri geldiğinde akşam 10:00’da kurumdan çıktığım oluyor. Ama en önemlisi işimi yaparken çok mutluyum ve benimle birlikte olan çalışma arkadaşlarımın da mutlu olmasını isteyen bir yöneticiyim. Benim için bu çok önemli.
Mutlu olan eğitimci etrafını mutlu ediyor ve başarı sağlıyor.
Şu anda bu sektörde bu kadar hizmet vermemin en büyük sebebi Rekreasyon bölümünden mezun olmamdır. Ben bu bölüme tanımadan ve bilmeden girdim. Biraz araştırma yapmıştım fakat mezun olduktan sonra tam ne yapacağım konusunda kararsızlıklar yaşıyordum üniversitede.
Her insanın ne iş yapacağını içindedir aslında veya o bölümle ilgili iş bulup bulamayacağı. Meraklı ve araştırmayı seven bir insan olduğumdan engelliler alanını seçtikten sonra eğitimlerle, özellikle engellilerde spor alanında kendimi çok geliştirme fırsatım oldu.
Her çocuğun hayatında olması gereken hareket eğitimlerini şu anda bulunduğum kurumda da aktif olarak uyguluyorum.
Elif Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin hizmet alanları nelerdir? Bu merkez ne zaman kuruldu?
Biz kurumumuzda 4 alana hitap ediyoruz.
Zihinsel Engelliler Destek Eğitim Programı
Özel Öğrenme Güçlüğü Destek Eğitim Programı
Bedensel Engelliler Destek Eğitim Programı
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar Destek Eğitim Programı.
Kurumumuzun bu yıl 10. Yılı. Son 5 yıldan beri Elif Özel Eğitim adı altında hizmet veriyoruz. İsim ve ortak değişikliği yaşadık. Şu andaki kurucumuz Leyla Baskın. Kurum müdürü olarak da ben hizmet veriyorum. 5 yıldır yeni binamızda yeni bir sistemle eğitimimize devam ediyoruz.
Elif Özel Eğitim’de hangi yöntemlerle eğitim veriyorsunuz? Bünyenizde kaç eğitimci yer alıyor?
Aktif olarak uyguladığımız eğitimleri şöyle sıralayabilirim.
Odist (okul öncesi disleksi)
Uzman DMP
Türkçe Prep
Brain Fit (beyin gelişimi. Dinleme, görme, hareket, dikkat ve duygu alanlarını geliştirir)
Cog Map Raporu
Küçük Adımlar (gelişim geriliği olan çocuklara yönelik erken eğitim programı)
Eteçom (etkileşim temelli erken eğitim programı)
Otizm ABA kapsamlı eğitim programı
Oyun terapisi
Duyu bütünleme
Spor eğitimi
Uzay terapisi
Terapötik kartlar eğitimi.
Bu eğitimlerin yanı sıra uyguladığımız bazı testler var. Bunlar,
Wisc-r Zeka Ölçeği
AGTE ( Ankara Gelişim Tarama Envanteri)
Gesell Gelişim Testi
Frosting Gelişimsel Görsel Algı Testi
Burdon dikkat testi.
Bünyemizde 18 eğitmen yer alıyor. Bu sayının içerisinde özel eğitim uzmanlarımız, çocuk gelişim uzmanımız, okul öncesi öğretmenlerimiz, sınıf öğretmenimiz, psikoloğumuz, rehber öğretmenimiz, fizyoterapistimiz ve ergoterapistimiz var.
Gittikçe yaygınlaşan alternatif terapiler (müzikle, atlarla, yunuslarla vb.) hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alternatif terapilerimiz var. Önceden belirttiğim terapiler içerisinde özellikle duyu bütünleme terapisi, oyun terapisi ve uzay terapisini aktif olarak eğitimlerimizde kullanıyoruz.
Bu uzmanlarımız özel eğitimcilerimizle ortak çalışmalar düzenleyerek bu eğitimleri uyguluyorlar. Çok ciddi faydalarını görüyoruz.
Yunus terapi biliyorsunuz ki Türkiye’nin her bölgesinde uygulanabilen bir terapi değil ve konum olarak da bizler bu terapi için çok uygun olamadığımızdan bunu uygulayamıyoruz.
Havuz terapi, su terapisi konusuna gelince çok faydalı bir eğitim olduğunu düşünüyorum. Bu terapi için ortak çalıştığımız kurumlar ve yüzme hocalarımız var.
Kurumumuzun fiziki şartları sebebiyle bu uygulamayı kurum içerisinde değil ortak çalıştığımız yerlerde uyguluyoruz.
Özel eğitim nedir? Devletin özel eğitime bakış açısı ve ayrılan bütçe sizce yeterli düzeyde mi?
Özel eğitim çocukların gelişim özelliklerine dayalı olarak bireysel hazırlanmış programlar doğrultusunda uygulanan eğitimdir. Her çocuğun eğitim alma hakkı vardır. Her çocuk kendi özellikleri ve ihtiyacı doğrultusunda hazırlanan eğitimlerle bireyselleştirilmiş eğitim programları ile eğitim almalıdır.
Özel eğitim son yıllarda Türkiye’de çok gelişti. Kocaeli de bu alanda ülkemizde önde gelen şehirlerden. İstanbul’a yakın olmamız, birçok eğitime yakınlaştığımız ve personelimizi de bu anlamda destekleyerek katılmasını sağladığımız için diğer şehirlerden daha şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Şartlar yeterli mi? Kesinlikle değil. Devletin çocuklarımıza sağladığı eğitim haftada 2 saat yani ayda toplam 8 saat bireysel eğitim ile sınırlı.
Biz erken çocukluk ağırlıklı çalışan bir kurumuz. Dolayısıyla erken çocuklukta bu 2 saat çocuklarımız için çok az.
Haftada bir saatte grup eğitimi sağlıyor devlet. Bu saatler iyileştirilmiş hali. Bu şartlarda da gelişim gösterebiliyoruz ama maalesef ki daha çok gelişim gösterebilmemiz gerekirken sınırlandırıldığı için sunulan imkanları yetersiz görüyorum.
Dileğim şudur ki, 0-6 yaştaki çocukların eğitim saatlerinin arttırılıp belli bir yaş düzeyinden sonra şu andaki saatler ile sınırlandırılsın.
Devletin özel eğitim kurumlarını denetim hizmetlerini nasıl buluyorsunuz?
Son zamanlardaki denetim hizmetleri gayet iyi. Biliyorsunuz ki, rehabilitasyon merkezi kurumlarına kamera sistemi kuruldu.
Kamera sisteminden önce kurumların bazı olanakları yetersiz olduğu için ve eksik kaldıkları yönlerden dolayı bazı usulsüzlükler olabiliyordu ama şu andaki denetimler çok iyi. Sadece personel anlamında biraz daha fazla mezunlar vererek devlet okullarındaki kalitenin artmasını diliyorum.
Biz özel okullar olarak kendi eğitmenlerimize hizmet içi eğitimlerle eğitip belli bir seviyeye getirebiliyoruz. Fakat devlet okullarının bu anlamda biraz daha iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Devletin özel eğitim kurumlarında eğitim gören çocuklar için sağladığı maddi desteğin bazı ailelerce ve özel eğitim kurumlarınca kötüye kullanılması konusunda neler düşünüyorsunuz?
Şu anda bunu yaşamak mümkün değil. Hastane raporları artık sistem üzerinden, sisteme kayıtlı bir şekilde Çözger Raporu olarak çıkıyor. Bu raporlar üzerinde herhangi bir oyun oynanması veya bir usulsüzlük yapılması söz konusu değil.
Önceden hastane raporları sisteme kayıtlı değildi ve biraz daha hastanelerin inisiyatifinde idi. Şu anda her hastane rapor verme yetkisine sahip değil.
Kocaeli bölgesinde sadece Derince Araştırma Hastanesi ve Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Çözger Raporu veriyor.
Mutlaka çocuk psikiyatristinin takibi altında olan öğrencilere rapor çıkıyor. Çocuklarımız psikiyatriste artık bir defaya mahsus gitmiyorlar. Gözlem altına alınıyorlar, testler yapılıyor, aile görüşmeleri yapılıyor ve sonrasında hastane raporu çıkıyor.
Önceki yıllarda bununla alakalı çok büyük sıkıntılar yaşamış kurumlar var. Şu anda raporlarla oynanması söz konusu değil.
MEB’e bağlı özel eğitim kurumları tarafından düzenlenen 3 ya da 6 aylık hizmet içi eğitimlerle sınıf öğretmenlerinin özel eğitim öğretmeni yapılmasını doğru buluyor musunuz?
Aslında bakarsanız doğru bulmuyorum ama o kadar iyi öğretmenler var ki onların içerisinde de, onlara da haksızlık etmek istemiyorum. Çünkü bir öğretmenin iyi olabilmesi ve çocuklara fayda sağlayabilmesi için ister kursa gitsin, ister alan bölümünden mezun olsun maalesef bir işe yaramıyor artık.
Özel Eğitim öğretmeni de olsa, çocuk gelişimi öğretmeni de olsa ya da sınıf öğretmeni olup bu kurslara giden bir öğretmen de olsa mutlaka farklı eğitim modellerini tanıyıp bunların eğitimini almış öğretmenler olması gerekiyor.
Ben kendi kurumumda bunu sağlamaya çalışıyorum. Öğretmenlerimizde aradığımız en önemli özellik iyi insan olması, işini severek yapması, güler yüzlü olması, eğitimlere açık olan bir öğretmen olmasıdır.
Bu özellikler benim için çok önemli.
Kaynaştırma nedir? MEB okullarında uygulanan kaynaştırma programları yeterince doğru olarak uygulanıyor mu? Bu konuda öğretmenler yeterli donanım ve bilgiye sahip mi?
Destek eğitim almış çocuklar bizlere geldikleri gibi devlet okullarında da eğitimlerine devam etmektedirler. Devam ettikleri gibi de kendi sınıf düzeyinde olamadıkları için ayriyeten bir destek eğitim programına dahil olmaları gerekiyor.
Fakat devlet okullarında -kendilerinin de söylediği üzere- bu alanda kendilerini yetersiz bulabilen öğretmenlerimiz de var.
Öğretmenlerimizin bu konudaki yetersizliğine devletimizin ilgisi gerekiyor. Mutlaka bir düzenleme olmalı.
Hiçbir çocuğu kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Her çocuğu kazanmak zorundayız ve her çocuk aynı modelle, aynı sistem içerisinde eğitim almalı.
Klasik eğitim sistemi içerisinden çıkıp farklı eğitim modellerini kullanabileceğimiz bir sistem içerisine girmemiz gerekiyor.
Disleksi çocuklarla ilgili tanılama aşamaları nelerdir? Genetik sebeplere mi bağlıdır?
Disleksi, okul döneminde ortaya çıkan bir olgu değildir. Dikkatli yapılan gözlemler ve testler neticesinde belirtileri bebeklik ve çocukluk döneminde tespit edilebilir.
Okul öncesi dönemde disleksi'nin belirtileri şu şekildedir:
Konuşmada gecikme,
Kelimeleri yanlış söyleme,
Kelimeleri bulmakta güçlük (örneğin, tencere demek istediğinde 'yemek pişirilen sey' diyebilir),
Kafiye bulmakta güçlük (masa-kasa vb.)
Sözcüklerin harflerini değiştirmek (kocaman-cokaman, köpek-pökek gibi)
Oyunları sürdürememek, çabuk sıkılmak,
Özel ilgi alanlarına sahip olmak (uzay, hayvanlar vs.)
Çatal, makas kullanma, bağcık bağlamada güçlük,
Kalem tutma, düğme ve fermuarlarla sorun yaşama,
Sağ ve solunu karıştırma,
Ayakkabılarını ters giyme,
Düz çizgi çizememe,
Daire, kare gibi şekilleri kopyalayamama,
Şekilleri tersten çizme,
Taşırmadan boyama yapamama,
Boyamaları hep karalama şeklinde yapma,
Bisiklete binememe,
Çabuk sıkılıp, yarım bırakma,
Kendi ilgi alanı dışındaki aktivitelere karşı isteksizlik,
Zıt kavramları öğrenememe,
Benzerlikleri fark edememe,
Bir elini daha baskın kullanamama,
Sözel yönergelere dikkat edememe,
Sıraya koyma güçlüğü,
Sayıları sırasıyla saymayı öğrenememe,
Renkleri öğrenememe, karıştırma,
Kısa tekerlemeleri ve şiirleri ezberleyememe,
Müziğin ritmiyle hareket etmekte zorluk çekme.
Bu belirtileri çocuğunuzda gözlemliyorsanız geç kalmayın. Erken müdahale çocuğunuzun hayatını kolaylaştırır.
Disleksi tanısı konmuş çocukların okul seçimi nasıl olmalıdır?
Ülkemizde sadece disleksi tanısı konmuş çocuklara eğitim veren okul bulunmamaktadır.
Ebeveynler özel okul, devlet okulundan ziyade, gönderecekleri okulun rehberlik servisinin ve sınıf öğretmeninin çalışmalarını incelemeleri önemlidir. Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de sınıfın mevcududur. Kalabalık sınıflar çocuğunuzu olumsuz yönde etkileyebilir.
Ayrıca okul dışında da alanında uzman kişilerden eğitim desteği alınmalıdır.
Son zamanlarda halk arasında da sıklıkla “Otizm artıyor mu” sorusu merak ediliyor. Sizce de otizm artıyor mu? Artıyor ise bunun sebepleri nelerdir?
Otizm sadece Türkiye'de değil dünyada artış gösteren bir rahatsızlık. Ben buna rahatsızlık da demek istemiyorum aslında.
Neden artıyor sorusunun cevabını şu şekilde verebiliriz. Maalesef ki artık hiç doğal beslenemiyoruz, temiz bir havada yaşamıyoruz ve gelişen teknolojilerin (tablet, cep telefonu, televizyon) bunların hepsi otizm artışının sebepleri olarak düşünüyoruz. Genetik sebeplerinde üzerinde duruluyor.
Otizm ile ilgili Türkiye’de yapılan çalışmalar ve araştırmalar ne durumda?
Aşılar üzerinde ve beslenme üzerinde çok fazla duruluyor. Bu konularda araştırmalar yapılıyor.
Özel eğitim otizm tedavisindeki önemi nedir?
Otizmde özel eğitimin önemi %100’dür. Özellikle 0-6 yaşta yoğun bir eğitim öneriyorum otizmli çocuğa sahip ailelerimize.
Çünkü otizmin en büyük ilacı ve tek çaresi eğitimdir.
Sizi diğer kurumlardan ayıran ve fark yarattığınızı düşündüğünüz çalışmalarınız var mı?
Biz işimizi çok severek yapıyoruz. Mutlu ve güler yüzlü personel ile çalışmaya ve en önemlisi kendini geliştiren, devamlı kendi kurumumuz içerisinde veya dışarıdaki eğitimlere katılan personelle çalışıyoruz.
İşimizi severek yaptığımız için öğrencilerimiz ve velilerimiz tarafından tercih edilen kurum haline geliyoruz.
Öğrencilerimizin her birinin ayrı ayrı takip ve değerlendirmelerini yapıp ailelerle özellikle annelerimiz ile birlikte ortak çalışmalar yapıyoruz.
Ev düzenlerini, aile yaşantılarını takip ediyoruz.
Gittikleri okuldaki öğretmenleri ile temas kuruyoruz. Hayatlarının her aşamasını takip edip müdahale ediyoruz.
Son olarak toplumun Özel eğitime gereksinimi olan bireylere karşı bakış açısı nedir ve toplum bu konuda yeterli bilgiye sahip midir? Ailelere önerileriniz nelerdir?
Toplumun yeterli bilgiye sahip olduğunu söyleyemem.
Eskiden maalesef ki engelli bireylere sahip aileler çocuklarını çok fazla sosyal ortamlara çıkarmazken artık sokakta, sosyal alanlarda bu çocuklarımızla karşılaşabiliyoruz. Bu çok güzel bir gelişme.
Çünkü her insanın, her çocuğun ortak alanları paylaşmak hakkıdır.
Ben bu bireyler ile karşılaşan insanlara şunu söylemek istiyorum, farklı bir şey görmüş gibi değil de gayet samimi ve içten davranarak onlara yardımcı olmalarını, onların farklı özellikleri olduğunu hissettirmeden samimi bir şekilde davranmalarını rica ediyorum.
Elif Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi / Serap KORKMAZ (Kurum Müdürü)
Adres : Fatih Mahallesi Kuloğlu Sokak No:6 Başiskele/Kocaeli
Instagram : elif.ozelegitim
Facebook :Elif Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
*************************************
Röportör Sezin Müjde YETKİN
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.