Hangi varyant daha tehlikeli ?

TDK’ye göre bir yol şebekesi üzerinde belli bir noktadan ayrılarak başka bir noktada aynı yolla yeniden birleşen ikinci derecedeki yol anlamına geliyor varyant.

Son günlerde Eris Varyantı gündemde.

Dünya geneline yayılan COVİD-19 Türkiye’de Mart 2020'de görülmeye başlanmış ve 15 milyona yakın kişiye bulaşmıştı.

Sokağa çıkma yasakları, maske, HES kodu, PCR testleri girdi yaşantılarımıza.

Aşılarla önlem alınmaya çalışıldı.

147 milyondan fazla aşılama programı yapıldı.

97 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

”Kontrollü normalleşmeyle” yavaş yavaş gündelik yaşantılarımıza dönmeye başladık.

Ve o salgın sürecini unutmuş gibi yaşantımıza devam ettik.

Şimdi Eris Varyantını gündeme aldık.

Covid-19 varyantlarından Omicron Varyantının mutasyona uğramış hali Eris.

Her ne kadar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; Eris Varyantı için” Endişelenecek bir şey yok, etki ve değişiklikleri takip ediyoruz.” dese de Dünya Sağlık Örgütü(WHO) virüsün daha bulaşıcı olduğunu, ilerleyen dönemlerde karşılaşılabilecek sonuçlarını kesin olarak belirleyemiyor. 

Şu ana kadar 51 ülkeye yayılmış vaziyette.

Okulların açılması, havaların giderek soğuması ve kalabalık ortamlardaki nüfusun artmasıyla virüsün daha çok bulaşacağını biliyoruz.

Onun için önlemlerimizi almamız lazım.

Aslında kendimizce alacağımız önlemler (sosyal mesafe, el hijyeni, kamu sağlık kurallarına uyma, hasta kişilerden uzak durma, gerektiğinde maske kullanma…) gündelik yaşantımızın bir parçası olmalı.

Çünkü ne zaman nerde nasıl bir virüsle karşılaşacağımız belli değil.

Bu gün adı konmuş virüslere ve daha sonrasında oluşabilecek yeni virüslere karşı artık toplum olarak sağlımız için bazı önlemleri kendimiz almalıyız.

Gündemde olan başka bir konu FETÖ.

Tıpkı virüs gibi dünyanın yaklaşık 160 ülkesine yayılmış.

Benim vatanımda sessiz sakin ilerlemiş.

Siyaset, bakanlıklar, kamu kurumları, emniyet, adalet, eğitim, halk…

Kısacası  bir virüs gibi her kademenin içine girip yayılmış.

15 Temmuz FETÖ pandemisi de pik yaptığı zamanda vatanımıza halkımıza acılar yaşattı.

O güne kadar nasıl farkedilmedi  vatanımız üzerine oynanan oyunlar?

Zamanında nasıl bu kadar devletin her kademesine, kamuya, halkın içine yayılmasına müsaade edildi?

Darbe girişimiyle gördük her türlü bedelin en çok da halkın ödediğini. 

Aradan geçen 7 yıllık sürede FETÖ’yle yol yürüyenler tıpkı hastalık virüsü gibi mutasyona uğrayıp  kripto olarak karşımıza geldiler ve hala içimizdeler.

Son zamanlarda basında çıkan haberlerde anlıyoruz ki 15 Temmuz’dan sonra kendini saklamak için farklı kişiliğe bürünmeye çalışanlar sessiz sedasız  hala faaliyetlerini yürütüyor. 

Son zamanlarda basında çıkan haberlerde bunu daha iyi anlıyoruz.

11 ili kapsayan FETÖ operasyonları; Emniyette FETÖ, TSK'de FETÖ, Adalette; Hakim, Savcı, Bakanlıkta FETÖ, Üniversitede Rektörlükte FETÖ, Sağlıkta FETÖ...

Uzayıp gidiyor her gün manşetlerde.

Siyaset kalkanının arkasına saklanan siyasilerin adı bile anılmıyor.

Haberlerde halen kamuda aktif olarak görev yapan, kamu kurumlarına yerleştirilmeleri sağlananlardan bahsediliyor. 

Fakat onların önünü açmaya çalışan siyasiler anılmıyor.

Oysa öncelik siyasette olmalı. 

Siyaset içinde kendini saklayan, virüs gibi sessizce bekleyen, vatanımız için ilerde farklı siyasi pandemiler yaratacakların ortaya çıkartılması lazım.

İnsan sağlığı için, vatan sağlığı için.

Virüslerle karşı karşıyayız.

Şimdi söyleyin mutasyona uğrayan hangi varyant tehlikeli?

Sağlığımızı almaya çalışan varyantlar mı?

Vatanımızı almaya çalışan varyantlar mı?