Kadınlar sünnet olmalı yoksa fahişe olurlar

Bu söylem, İlahiyatçı Prof Cevat AKŞİT’E ait olduğunu sosyal medyada paylaşımdan aldım.

Bu paylaşım ile ilgili Sayın Akşit’i yakinen tanıdığını sandığım dayımın oğlu sayın Prof. Cevdet Kılıç paylaşımın altında yorum yaparak, böyle bir yorumu Sayın Akşit’in yapması mümkün olmadığını, Sayın Akşit’in asıl mesleğin Hukukçu ve aynı zamanda İlahiyatçı olduğunu, bu paylaşımın, sahte olduğunu iddia etti.

Ben de Sayın Kılıç’a bu gibi İslamiyet’i küçültücü paylaşımlar ve söylemleri olanları korumaması gerektiğini söyleyerek sitem ettim. Sayın Kılıç, bu söylemlerin sosyal medyada sahte paylaşımlar olduğunu iddiasına sürdürdü.

Konu sadece şahsımı ve akrabamı ilgilendiren bir konu olmayıp, kutsalımız İslam dinini ilgilendiren hassas bir konu olduğu, aydınlatılması gereken, bir konu olduğu için, yeniden konuyu geniş çaplı ele alabilmek için yazımı sizlere sunuyorum. 

Sayın Kılıç, Tusaş Genel Müdürü Sayın Mahmut Akşit’in, Sayın Cevat Akşit’in oğlu olduğunu, uçak motoru yapan bir kurumunun Genel müdürün babasının böyle bir şeyi söylemesinin mümkün olmadığını iddia etti.

Oysa bu Zaloğlu Rüstem de olsa, Türk kadınını, İslamiyet’i çarpıtarak küçültmeye hakkı olmadığını düşünüyorum.

Ben yıllar önce Berlin’de görev yaptığım yıllarda, Alman TV’de Afrika’da Nil vadisinde kadınların sünnet edilmesini, sünnet sırasında çekilmiş dokümantasyon yayınını izlemiştim.

Kadınların cinsel hazlarını kontrol edip, yok etmek maksadı ile kadın cinsel organın uzantılarını kör bir bıçakla keserek, oraları çiğ yumurta ile kapattıklarını, kadın, kız çocukların çığlıkları ile birlikte ibretle seyretmiştim.

İslamiyet’te erkeklerin sünnet edilmesi çok eski bir gelenek olup, Yahudilerde de olan bir vecibedir.

Sayın Prof Cevat Akşit, bu kadınların sünneti ile ilgili paylaşımın kendisine ait olmadığını söylüyorsa, bu paylaşımın altına, kendisine ait olmadığını söyler, bizde önünde saygı ile eğilir hürmetle selamlarız.

Ya da, kadın sünnetinin Kuran’ı Kerim’in hangi ayetinde, hangi süresinde geçtiğini yazarsa, biz de Kuran’ın söylediklerine boynumuz kıldan incedir.

Uydurma hadis ürünü Arap tevatürü veya geleneği ise, bunun aslını bilmek her Müslüman’ın hakkıdır. 

Günümüzde maalesef bize İslam’ın gereği diye yutturulan birçok şeyin Arap gelenek ve tevatürü olduğunu, Emevi, Abbası döneminde uydurulan, uydurma hadislerin adeta Allahtan gelen indirilmiş İslam’ın yerine uydurulmuş İslam’ın yerini aldığını görüyoruz.

Ebusüfyan’ın soyundan gelen Yezid’in ve çevresinin uydurma hadisleri bilerek çoğalttıklarını görüyoruz.

Oysa HZ. Peygamberimizin, kendi hadislerini çoğaltıp basılmasına izin vermediğini, HZ Ömer’in bütün hadisleri toplatıp yaktığını biliyoruz.

İslamiyet’in özü temeli Allah kelamı olan kuran Azimuşşan’ın söyledikleri olduğunu biliyoruz.

En büyük ve en kalabalık mezhep gurubunun imamı olan, Ebu Hanefi’nin Halife Mansur tarafından Irak’ta katledilmesinin nedenlerini araştırıp öğrenmek biz Müslümanların görevidir.

Onun için her ilahiyatçıyım veya din âlimiyim diyenlere güvenmiyoruz. Sözde Suudi Müftüsü, erkek aç kalırsa karısını yiyebilir gibi korkunç fetvaları verdiğini, hatta kadını insan bile saymadıklarını sosyal medyada sık sık gördüğümüz konuların mevcuttur.

Ancak İslam hakkındaki duygu ve düşüncelerini, indirilmiş İslamı temsil ediyor ve ona hürmet ediyorsa, bizim de ona saygı ve hürmetimiz bu oranda artıyor veya azalıyor.

Kurtuluş savaşında hiç utanmazdan, sıkılmazdan, keşke kurtuluş savaşını Yunan kazansaydı diyen şaşkının peşinde İslam adına koşan sözde Müslümanların olduğunu artık bu mübarek ülkemizde yaşayan her Müslüman öğrendi. 

Sayın dayımın oğlu, sizin de mezun olduğunuz İmam hatip ve İlahiyat fakültesini ve doktora yaptığınız Felsefe bölümünü Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk kurmuştu.

Onun için İslam dinini onun emir ve nehilerini küçümseme, aşağılama veya değersizleştirme asla bizim haddimize değildir.

Fakat Bu ülke Cübbelinin cemaatine seslenirken, yıllardır kendisini salakça takip ettiğimizi, şalakça kendilerini dinlediğimizi” gibi aşağıladıklarını sosyal medyada sizde dinlemişsinizdir.

6 yaşındaki kız çocuğunu evlendirenleri, erkek çocuklara tecavüz ettiklerini utanç duyarak, yüzümüz kızararak mahkeme ifadelerini dinledik.

Bu konuları içeren mahkeme kararlarından alınma kararları ve ibretlik hikâyeleri İsmail SAYMAZ’IN Şehvetiye Tarikatı adlı kitabından ibretle okuyabilirsiniz.    

Sevgili dayımın oğlu, Ben İlahiyatçı, hukukçu Cevat Akşit’i Tanımam, alıp veremediğim bir hesabım olamaz.

Fakat İslam adına, Kuran adına, HZ. Peygamberimiz adına bu mübarek dinimizi çarpıtarak, kadınlarımızın sünnet edilmesini İslamiyet’e sokmaya çalışıyorsa, buna karşı çıkmak, her Müslümanın görevi olduğu gibi benimde görevimdir. 

Fakat sizden ricam, sizin görev yaptığınız bölümde mutlaka doktora öğrencileriniz vardır.

Sizin kolunuz uzundur.

Niyazi Akşit’in” kadınlar sünnet olmalı.

Yoksa fahişe olurlar “söyleyip söylemediğini araştırıp, gerçeği öğrenip bizimle gerçeği paylaşırsanız, size minnettar kalırız. Eğer söylememişse, bizde kendisinden özür dilemekle sorumlu oluruz.

Selam, saygı ve sevgilerimle..