Nadas zamanı bitti!

Evimizin etrafındaki toprağı babamla birlikte bir bahçeye dönüştürmüştük.

Baba kız gezmelerimizden arta kalan zamanda toprakla uğraşmanın güzelliğine de alışmıştık.

Domatesinden biberine, kabağından patlıcanına kadar aklınıza ne gelirse yetiştirdik o bahçede.

Saksıya çiçek ekmekle başlayan toprak serüvenim bahçeye bir kürekle bel yapmaya kadar uzanmıştı.

O zamanlarda öğrendiğim bir şey de ‘’nadasa bırakmaktı’’

Yani bir süre toprağı boş bırakmak ama gözlemlemek, bir o kadar da ilgilenip beslemek.

Köşemdeki nadas süresi de an itibariyle son buldu.

Köşemdeki nadastan hiç etkilenmeyen Ses Kocaeli’yi hep beslemeye gayret ettim.

Köşe yazılarımdaki eforu Ses Kocaeli’ye adadım.

Ve başardım.

Sosyal medyadaki ilgi ve alaka, web sitesine olan trafik bunu önüme serdi.

Uğruna gecemi gündüzüme katıp aldığım avukatlık ruhsatının hakkını verip, mesleğime kentin üstatlarından olan biri ile tam gaz giriş yaptım.

Baktım ki müvekkilin dilekçesini yazıyor ya da davasını takip ediyorken, Ses Kocaeli’deki gündeme de ayak uydurabiliyorum.

Hem gündüzümle gecelerim karışırcasına çalışıp hem de kendi bedenim ve sağlığım için sabahları erken kalkıp spora gidebiliyorum. 

Hal böyle olunca dedim ki ‘’Nazo artık nadas BİTTİ’’

Bazılarına tüyler ürpertici gelecek bana ise kalbimin ritmini arttıracak bir heyecan bu.

Çünkü nadasa bıraktığım köşenin altından bu kentin gömülü olanları çıkacak.

Nadasa bıraktığım süreyi fırsat bilip halı altına süpürülen tozlar da çıkacak elbet.

Merak etmeyin bir anda yerlerinizden olmayacaksınız.

Hiç acelemiz yok.

Bu köşede ve bu kentte biz bizeyiz.

Hem sohbet, hem ders, hem de teşekkürler edeceğiz.

Nadastaki toprağa ilk ekimi bu yazı ile yapıyorum.

Görüşmek dileğiyle.