Daha iyi olmalıydık

Cumartesi günü yazı aratmayacak bir havada ligin zayıf takımlarından Tuzlaspor ile stat demeye bin şahit ister denilen ucube bir yerde karşılaştık.

Her türlü sebzenin ekilip yetiştirileceği bir zeminde değil topu tutmak ve pas vermek, sakatlanmadan maçı bitirmek daha önemliydi sanki.

Birde Tuzlaspor cephesi sahayı ıslatma işini öyle abartılar ki maçın başlamasına 10 dakika kalana kadar işlem devam etti.

Öyle olunca da kaygan zeminde iki takım futbolcuları özellikle ilk yarıda çok kayıp düştüler.

Çok top kayıpları yaşanınca sahada doğru dürüst iki üç pası bir arada göremedik.

Maç biletlerinin Süper Lig derby maçları ayarında olduğu için de ne bizim nede onların taraftar sayıları el parmaklarımız kadar bile değildi.

Statlara taraftar gelsin şenlik olsun diye çabaladığımız bir dönemde TFF Tuzlaspor'a bu kepazelikten dolayı nasıl bir ceza verecek gerçekten çok merak ediyorum.

Birde Akreditasyon Kurallarını dahi bilmeden gelip sabit kartı olan basın mensubu arkadaşımız Yiğit Özcan'ı tekrardan dışarı çıkıp kartını okutmasını isteyen ve ne söylesek laftan anlamayan stat Güvenlik Amirine de gereken cezanın verilmesini umuyorum.

Sağ olsunlar Vedat Tekin ve Veli Başkurt araya girdiler de olay daha fazla büyümedi.

Maça iyi başlayıp Emir ile golü bulunca daha rahat bir oyunla ikinciyi hatta üçüncüyü bulur üç puanı alır gideriz diye düşündüm ama olmadı.

Tanque çok koştu çok çabaladı ama özellikle Amaral'ın kötü gününde oluşu sayesinde istediği pasları alamadı.

Kendi gayreti ile aldığı topları da ayağından açarak kaybetti.

İlk yarı boyunca Yusuf Cihat ikinci bölgede kalıp ön bölgeye fazla cıkmayınca bazı bölümlerde çok etkisiz kaldık.

O bölümlerde de rakibin 17 numaralı oyuncusu Ahmet Yazar hakemle ve bizim futbolcularla çene yarıştırmadığı zamanda kaptığı ve arkadaşlarına attığı doğru paslar ile ön plana çıktı.

O arada Atilla'nın zamanlama hatasıyla yine saçma sapan ve çok basit bir gol yedik.

Rakip kaleci Ferhat'ın çok büyük hatasıyla Yusuf Emre ile ikinci golü bulunca rahat bir nefes aldık ilk yarı da 2/1 lik bir sonuçla bitti.

İkinci yarıda ise skoru korumaya yönelik daha çok orta sahada ve top bizde kalacak şekilde bir oyun planı ile oynadık.

Orta sahadan rakip kaleye alıp gittiği bir pozisyon hariç oyunda hiç gözükmeyen Bridze oyundan çıkınca Barış Alıcı ile daha etkili gözüksekte rakip kale önünde çok üretken olamadık.

Yaklaşık 10 dakika hiç sol kanattan gelemedik, o kanadı hiç kullanmadık.

Mert ve Fofana'nın girmesiyle orta sahada daha çok prese ve top çevirmeye dayalı oyuna dönünce, rakipte bir kişi eksik kalınca uzatmalarla birlikte son 10/12 dakikayı oldukça rahat geçirdik.

Maçın sonunda da hakemin çok kötü ve aciz yönetimine karşı bence uzun bir süre play off hattında kalmamızı sağlayacak bir galibiyet elde ettik.

Bolu maçı sonrası camiada Ertuğrul hocanın katkısıyla ve futbolcuların birbirlerini tanımasıyla oynadığımız futbolu daha üst seviyelere taşıyacağımız inancı hakimdi.

Ama nedense mücadele olarak ve kazanma arzusu olarak aynı seviyeleri koruyabilsek bile, sanki futbol olarak oyun olarak daha da geriye gittik gibi.

Bu sorunu mutlaka çözmemiz gerek

Tanque'yi daha çok topla buluşturacak ve gole yönelik sistemler geliştirip çok daha etkili olmalıyız.

Bu hafta Gençlerbirliği maçı ile gerçekten zorluk derecesi çok yüksek maçların olduğu bir döneme giriyoruz.

Eğer Süper Ligi istiyorsak bu dönemde özellikle iç sahadaki maçları kazanıp deplasmanda oynayacağımız maçlardan da en az hasarla dönmemiz gerekiyor.

Bunun başka yolu da yok.

Erzurum maçı ile verilen cezalar sonrası Cumartesi akşamı Gençlerbirliği maçında çok büyük oranda taraftar desteğinden mahrum olabiliriz.

Kocaelispor Yönetim Kurulu ne yapıp edip çeşitli nedenlerle stada gelmeyen diğer taraftarlarımızı stada getirmenin yollarını bulmak adına birşeyler yapması gerekiyor.

Bizlerde maça taraftar gelmesi adına sosyal medya üzerinden eşimize dostumuza ve arkadaşlarımıza çağrılar yapmalıyız.

Beklediğimizden daha zor bir maç olacak ama kazanacağımızı tahmin ediyorum.

Allah yardımcımız olsun.

NOT :

Bilet fiyatları 5 bin lira olunca doğal olarak taraftarlarımız maça gelemediler.

Bir gerçek var ki bizlerde Basın Kartımız ile Akreditasyon yaptırarak gidemesek bu ekonomik koşullarda hiç bir
şekilde maça gidemezdik.

Zafer Onar, İsmail Erkul, Vedat Tekin ile birlikte kendi imkanlarımızla maça gidip geldik.

Kendilerine de teşekkür ediyorum.

Maç başladığı andan itibaren Türkiye'nin her yerindeki arma sevdalısı dostlarla telefon ve WhatsApptan görüşmeler yaptım.

Hemen hemen hepsi Engin Başkan ve Kocaelispor Yönetim Kurulunun Tuzla Başkanı ve yöneticilerine tepki olsun diye maçı büyük özveri göstererek bilet alıp maça gelen taraftarlarımız ile birlikte karşıdan izlemeleri gerektiğini söylediler.

Haksız da sayılmazlar.

Ne dersiniz.....