Cuma günü saat 18.00 itibariyle, adeta hayatla ilişkim kesildi. Nasıl bir heyecandır ki, saat 22.00’de başlayacak Türkiye-İtalya futbol maçından başka bir şey düşünemez hale geldim.
TRT SPOR ekranı karşısında maç öncesi yayınlarını da izledim. Hatta Tümer Metin’in lafı kimseye bırakmayan, “Her şeyi ben bilirim” edasıyla yaptığı uzun konuşmalara bile katlandım. Maç saati yaklaştıkça heyecanım arttı. Roma Olimpiyat Stadı tribünlerinde Türk ve İtalyanlar yan yana maçı bekliyorlardı. İtalyan seyircilerin yüzünde bu maça eğlenmek için geldikleri belliydi. Türk seyircilerin yüzünde ise bir heyecan, bir gerginlik görünüyordu.
Takımlar ısınmak için sahaya çıkmaya hazırlanırken, kameralar stat koridorundaki futbolcularımızı gösterdi. Yüzleri bembeyaz. Daha sahaya çıkmadan, bizim futbolcularda büyük bir gerginlik, büyük bir stres kolaylıkla görülebiliyordu.
……………….
Evde eşimle baş başayız. İkimiz de Milli Takım formalarını giydik. Roma’da muhteşem bir açılış töreni gerçekleşti. Açılış töreninde dünyanın hep birlikte söylediği “We are the people” (Biz insanız) şarkısı havai fişekler içinde söylendi.
Ulusal marşları, ekran başında eşimle birlikte izledik. Bizim marşımız okunurken heyecanımız daha da arttı. Marşı okuyan futbolcuların yüzündeki gerginlik, aslında bu maçın bizim açımızdan hiç de iyi geçmeyeceğini gösteriyordu. Adeta coşkulu bir dans müziği havasındaki İtalyan ulusal marşı sırasında ise, rakip takım futbolcuları çok daha rahat gözüküyorlardı.
…………………
Maç başladı. Bizim takım iki pas üst üste yapamıyor. Top sürekli İtalyan’larda ve akın akın üstümüze geliyorlar. 5 dakika, 26 dakika 35 dakika. Toparlanamıyoruz. Eskiden, bu tür milli maçlardaki aczimizi, hakemlerin üzerine atar, “Bu gavurlar zaten bize düşman. Böyle penaltı mı olur” falan derdik. Bu maçta, Hollandalı hakeme de söyleyecek sözümüz herhalde olamaz.
Devre bittiğinde, “Takımın en kötüsü Yusuf diye düşündüm. Keşke Şenol Hoca Yusuf’un yerine Cengiz Ünder’i oyuna alsa” diye geçirdim içimden. Ama maç sırasında, İtalya’nın antrenörü Mancini ne kadar sakin, cool, yakışıklıysa, bizim Şenol Hoca o denli gergin, heyecanlı. Sürekli ellerini kollarını sallayıp, bağırıyor. Ama ikinci yarıya tam da benim düşündüğüm gibi değişiklikle başladı.
Çok gerdik bu çocukları bu maç öncesinde. Sanki dertle, kasvetle, kavgalarla dolu ülkemizdeki 80 küsur milyon insanın bütün yükünü, sorumluluğunu onların omuzlarına yükledik.
Kaldıramadılar…
Ayakları titredi, oynayamadılar…
Maçın ilk yarısında 3-5 gol yiyebilirdik. Biraz hakem, çokça Allah korudu. Akın akın gelen İtalyan’lar, 53’de Karamürselli Merih’in kendi kalesine attığı golle geriye düştük. Emin olun, gol yediğimize üzülemedim. O Merih kim bilir ne hale geldi. Nasıl bir ızdırabın içine gömüldü, bunu düşündüm.
Takımın en güvenilir futbolcularından kalecimiz Uğurcan 3 üncü golde topu oyuna sokarken yaptığı hatayla yıkıldı. Maç boyunca yaşanan bütün ofsaytlarda bizim Burak vardı. Bir kaleci Uğurcan, bir sahanın her yerine yetişen Kenan Karaman benim gözüme battı.
Açılış törenindeki şarkının da dediği gibi bizler insanız sevgili dostlar.
Yeteneklerimiz, yapabileceklerimiz sınırlı. Bir insanın üzerine bu kadar çok yük, sorumluluk yükleyemezsiniz. Maç boyunca TRT spikerleri bile hala takıma gaz vermeye çalışıyorlar. Maç oynanırken, adeta siyasi propaganda yapıyorlar.
İnsan olmak önemlidir. İnsanın ömrü sınırlıdır. İnsanın hayatında inişler çıkışlar, mutluluklar hüsranlar, başarılar başarısızlıklar olabilir.
Hiçbir olayı çok büyütmemek gerekir. Hiçbir olayı “Hayat-memat” meselesi görmemek, kendi mutluluğumuz ve kendi çıkarlarımız için başkalarından çok büyük işler beklememek gerekir.
Bizim o gece orada, İtalya’da, Roma’da, bu büyük organizasyonun içinde bulunmamız önemliydi.
Ne işimiz var bizim Suriye’de, Libya’da, Mısır’da?
Ne işimiz var bizim Sedat Peker’le, Süleyman Soylu ile…
Biz bu tür turnuvalarda olmalıyız.
Biz Eurovision şarkı yarışmalarında olmalıyız.
Biz artık kendimizi gerginlikten, sevgisizlikten, kıskançlıktan, sürekli bir savaş hali içinde olmaktan kurtarmalıyız.
Bu kısa yaşamda mutlu olmak önemlidir. Bu hayatta aşk var, dans var, sevişmek, sevinmek, mutlu olmak var.
İtalya’ya 3-0 yenildik de dünyamı battı?
Hükümet mi devrildi. Aklımızı başımıza alır, sakinleşir, Galler ile İsviçre’yi yener, üst tura çıkarız. Olmazsa, yine sağlık olsun. Gelecek yıl Katar’daki Dünya Şampiyonası’nda boy gösteririz.
Bu ülkenin sakinleşmesi lazım. Bu ülkede, bu ülkeyi yönetme görevindeki insanların kibirden, kendilerinden olmayanları düşman görmekten uzaklaşması lazım.
Herkesin birbirini sevmesi, en azından herkesin birbirine saygı duyması lazım.
Hayat kısa. Hayatta her şey istediğimiz gibi olmayabilir. Ama, bu hayattan olabilecek en fazla hazzı, sevgiyi ve lezzeti almak mümkündür.
Açılış törenindeki o ünlü şarkının dediği gibi, “We are the People” (Biz insanız) be dostlar.
Haydi artık biraz silkinip, kendimize gelelim. Ulusça uçlarda yaşamaktan kendimizi kurtarıp, insan gibi yaşamanın, birbirimizle insan gibi ilişki kurmanın bir yolunu bulalım.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(9)Kamil Tekkeş - sen biranı fıstığını al tv den seyret senin zavallı kendi cebinden değil oda parasından 10-15 bin liraharcayıp büzüktaşlarıyla milli maça gitmenin peşinde
Mehmet Özer - Üstat Şenol korkak hoca aynı FB maçlarındaki gibi ruh hali vardı Uğurcan ı ben çok tedirgin gördüm birde kenarda Enes varken aldığı adam Ozanı oyundan almas neyin nesi Okay 'ın bu takımda işi yok benim fikrim selamlar
Goca Yörük - Lig ne kadar keyifli ki milli maç keyifli gecsin. Futbol bizim işimiz değil futbolda çaba var ter var yorulmak var. Bizde kisa yoldan zengin olmak yorulmadan çalışmak koşmadan kazanmak ...
İbrahim Kahraman - İyi bir futbol maçında seyircisi değilim.Sizin bu ve benzeri yazılarınızı ise zevkle okuyorum.Bu yazınız ayrıca insan ve hayat felsefesi bakımından da ayrı bir güzellikte olup teşekkür ederim.
Mamoste - Kutluyorum sizi az kişi bu gerçekleri yazar farklılıklara tahammülü olmayanlar yaşamda tutunamazlar
İzmitli - Yazıyı okurken maçı izlemiş gibi oldum
Ali Çetin - Ne işimiz var Suriyede demenize hiç şaşırmadım. Bu cümleyi ilk genel başkanın söylemişti. Ha bu arada İsmet bey maçı izlerken hiçbir şey içmedinmi yazınızda Efes pilsen şişe bira yeni rakı uzun demleme göremedimde.
öylesine - sahibin gibi konuşuyorsun. nasıl olsa evlat senin değil. şehitliği översin ama kendin paralı yada çürük raporu ile askerden yırtarsın. elin emir eri gibi ortadoğuyu karıştıran mikserlikten başka bir halta yaramazsınız senin gibi zavallıları tatmin eder bu hikayeler. dökülen her kanda senin ve senin gibilerin vebali vardır.
Mehmet - 5 milyon suriyelinin türkiyede olması Türkiye tarihinin en büyük yanlışı..en büyük enayiliği...Ruslarda orda Amerikalılarda orda ne bir askeri ölüyor nede zararları var .üstelik kaymağıda onlar yiyiyor..bizim askerimiz orada ..şehitler veriyoruz ..ülkeye hiç bir faydasıda yok...esadı devirmek için Amerikanın dolmuşuna geldik güney sınırımızda olacak büyük boşluğu göremedik..Amerika dünyanın öbür ucundan gelip petrolün üzerine çöktü...orada yaşıyan kürtlereri destekledi ve boşluğu doldurdu bizde öylece bakakaldık...
Tamam Mı - Öyle deme sayın çiğit; ne istersen onu değil, ne isterlerse, neyi gözüne gözüne sokarlarsa tüm kanallarda maalesef onu izlemek dinlemek zorundasın veya kapatmak zorundasın...
Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.