Sanki Türkiye’de 82 milyon insanın hiçbir sorunu yok.
Sanki herkes iş ve aş sahibi…
Sanki esnaf hergün dükkanında kazandığı parayı koyacak yer bulamıyor.
Sanki ülkemizin, ulusumuzun itibarı zirve yapmış, herkes yatırıma koşuyor…
Hiçbir derdimiz kalmamış gibi, Türkiye siyaseti, neredeyse 10 gündür saçma sapan bir konu ile ilgileniyor:
“Hangi CHP’li Saray’a gitti?”
……………………….
Türkiye, AKP iktidarı ile birlikte “Siyasette kumpas” denilen iğrençlikle de tanışmış oldu…
Bu ülkenin Genel Kurmay Başkanına kumpas kuruldu, “Terörist başı” denilerek hapse atıldı.
Ses kasetleri, görüntü kasetleri, özel montaj yapılmış özel hayat görüşmeleri deşifre edildi.
Herkesin telefonu dinlendi.
Devletin mekanlarında kapalı kapılar arkasındaki görüşmelerin tutanakları ortaya serildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kozmik odasına girildi, bütün bilgileri ele geçirildi.
Bütün bunların ve çok daha fazlasının yanında, Cumhurbaşkanı Saray’da bir CHP’li ile görüşmüşse ne olmuş?
Ya da Cumhurbaşkanı bu görüşmede muhattabı CHP’liye “Önümüzdeki kurultay sürecinde aday ol. Kılıçdaroğlu’nun yerine Genel Başkan seçilmen için elimden geleni yaparım” demişse ne olmuş?
Nitekim yaşanan olayların sonunda bunların hiç birinin olmadığı da kesinlikle ortaya çıktı.
Ama biz hala bu olayı tartışıyoruz…
………………………..
Çok açıkça görülüyor ki, bu iş tam bir kumpas.
Saray’da mı, yoksa CHP Genel Merkezi’nde mi bu kumpas hazırlandı bilmek mümkün değil.
Ama çok açıkça bellidir ki, bu kumpasın hedefinde CHP’nin kurumsal kimliği ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu var.
Skandalın patlamasının hemen ardından CHP’nin ve özellikle Kılıçdaroğlu’nun da bu krizi doğru yönetemediklerini çok açıkça söyleyebiliriz.
Kılıçdaroğlu’nun bir canlı yayına katılıp, “Evet haber doğrudur. Saray’da bu görüşme olmuştur. Ben de biliyorum” demesi, Türkiye’yi yönetmeye talip olan bir siyaset adamına, CHP Genel Başkanlığının ağırlığına hiç yakışmamıştır.
Nitekim Kılıçdaroğlu’nun bu gafleti nedeniyle, skandal birden bire CHP’nin ve Genel Başkanın üzerine yıkıldı.
Ancak şimdi gelinen noktada durum farklı.
…………………………..
Her şey bir tarafa.
Açıkça ortadadır ki, Saray’da iddia edildiği gibi böyle bir görüşme olmamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanı, en azından şimdilik, “CHP Kurultayına ve CHP’nin yeni genel başkanına yönelik bir hareket” için, herhangi bir CHP’li ile görüşmemiştir.
Ancak geçen Pazar günü çok ilginç bir olay yaşandı.
Ben evde, o günkü lig maçlarının başlamasını bekliyorum.
Birden bire bütün yandaş medya kanallarında Muharrem İnce göründü.
Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde, CHP adayı Muharrem İnce’nin ülke genelinde yaptığı 100’den fazla mitingin hiç birini yayınlamayan bütün televizyon kanalları, Yalova’ya, İnce’nin evinin bahçesine adeta uzay istasyonları kurmuştu.
Muharrem İnce’nin CHP’yi ve Genel Başkanını suçlayan basın toplantısı, baştan sona kadar canlı yayınlandı.
Bütün bu kanalların İnce’nin Yalova’daki bahçesine kadar gelen muhabirleri kışkırtıcı sorular sordular.
İnce’yi, “Kılıçdaroğlu’na iyice yüklenip bitirsin” diye sıkıştırdılar.
İşte bu tablo, bu tamamen yalan haberin bir skandala dönüşüp, Kılıçdaroğlu’nu vurmaya yönelik kumpas olduğunu açıkça ortaya koydu.
Şimdi Türkiye bunu tartışıyor…
Bu büyük skandal, Türkiye’nin en çok satılan ve okunan gazetesi
SÖZCÜ
’de genel yayın müdürü Rahmi Turan’ın bir köşe yazısıyla patladı.
Rahmi Turan, benim de örnek aldığım, çok takdir ettiğim, bu ülkenin en başarılı gazetecisidir.
Halkın nabzını tutan, yaptığı her gazeteyi zirveye taşıyan çok iyi bir Genel Yayın Yönetmenidir.
Öyle televizyonlarda gözükmez, siyasetçilerle birlikte dış gezilere falan katılmaz.
Ama çok iyi gazete yapar.
Rahmi Turan, dün özür diledi, yanıltıldığını söyledi.
Aslında Turan, böyle bir haber kendisine sızdırıldığında, bunu gazetesinin manşetine taşıyıp, haber yapardı.
Ama belli ki, kendisi de haber kaynağına tam olarak güvenmiyordu. Haberi manşet yapmak yerine, kendi sütunlarında yazdı. Yani, gazetesini korudu, ortadaki riski görerek kendisini ateşe atmayı tercih etti.
Şimdi gelinen noktada Rahmi Turan büyük yara aldı.
Bir büyük siyasi kumpasın içine figüran olarak seçilmiş gazeteci kimliğine düştü.
Sanırım, bu skandal nedeniyle bir süre sonra mesleği de bırakıp, kenara çekilecektir.
Bu kumpasın ikinci kaybedeni ise, olayın üzerine balıklama atlayıp, CHP Genel Merkezini yıpratmak için bir fırsat olarak kullanmaya kalkan Muharrem İnce olmuştur.
Bir kez daha açıkça görüldü ki, Muharrem İnce’den bırakın CHP Genel Başkanı olmasını, Cumhurbaşkanı olmasını, bundan böyle Yalova milletvekili bile olmaz…
Olay artık toparlanıyor.
Elbette CHP’ye tamamen karşı, çok uzak olanların gözündü CHP Biraz daha yara almıştır.
AmaKılıçdaroğlu, CHP’liler nezdinde yeniden güç kazanmıştır.
Önümüzdeki kurultayda zaten Kılıçdaroğlu’nun riski yoktu.
Şimdi daha güçlü olarak seçilecek. Ama bu olay nedeniyle, bütün illerde devam eden kongreler sürecide, “İnce yanlısı” olarak damgalanan CHP’liler kan kaybedecek, dışlanacaklardır.
Umarım, asıl dersi Kılıçdaroğlu almıştır.
Kurultay sürecinde bütün illerde partinin başına gelecek kişiler konusunda çok daha titiz davranması gerekecektir.
Yeniden genel başkan seçildikten sonra da etrafındaki üst düzey yöneticileri çok daha titiz çalışma ile belirlemesi, partinin vitrinini yeniden oluşturması şart olmuştur.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Mert KARATAŞ - Seçimle Gelen Seçimle Gider. Kasetle Gelen Kasetle Gider.Konu Bu Kadar Basit.
Yazılan yorumlardan Kocaeli Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.